11 Nisan 2016 Pazartesi

Zihninizi Zorlayan Bir Okuma Deneyimi: Tehlikeli Oyunlar

Mart ayında zihnimizi zorlayan, düşündüren, ruhumuzu ikircikli bir durumda bırakan bir konuyu tartıştık: Postmodernizm.
Türk edebiyatında örnekleri için fazla uzağa gitmemize gerek olmayan postmodernizm kavramsal açıklamasından sonra ayak izlerini Oğuz Atay'ın Tehlikeli Oyunlar romanında aradık. Roman kahramanı Hikmet Benol'un sanrılı, sancılı, kalabalık zihninin yanında yalnız hayatına daldık. Albay kimdi? Hikmet kim? Hikmet gerçekten öldü mü? soruları havada uçuşurken bizi bu kadar derinden etkilediğine, adı gibi oyunlarına alet ettiğine inanamadık.



Postmodernist metinlerin temel özelliklerinden biri olan Oyun metnin kurgusu içerisine yerleşmiş ve zaman zaman oyun ve gerçek, Hikmet Benol'un rüya/fantazileri ve gerçek birbirine karışmış. Çizgisel zaman anlayışı kırılmış, hatırlamalarla geçmişe ve başka kişilerin hayatlarına gittikten sonra tekrar güncele dönülmüştür. Romanı bıraktıktan sonra nerede kaldığını bulamayan okurlara naçizane tavsiyemiz numaralandırılmış bölümleri bitirdikten sonra ara verirseniz daha rahat takip edebilirsiniz.
Hikmet Benol bilinçakışı ile geçmişiyle, hayatla, tarihle hesaplaşmaya çalışırken varoluşundan, var olmaktan doğan bir bunalıma doğru sürüklenmektedir. Kendisini anlamayan insanlarla çevrili bir hayatta gittikçe benlik bölünmeleriyle adeta zihninin içinde bir sirk, bir karnaval, bir tiyatro kurar, kahramanı Hikmetlerden (Hikmet I, II, III...) oluşan.
Kitap yazmak veya tiyatro oyunu yazmak metnin üstkurmaca yapısına hizmet ediyor. Romanda Hikmet'in hesaplaşmaları devam ederken yazılmaya çalışılan eserler bir türlü tamamlanamıyor. Albay ile gerçek/hayal olduğu kestirilemeyen "Hadi şu oyunu bitirelim" tartışmaları Hikmet'in zihnini işgal eden diğer düşüncelerle kesiliyor. Tarih metinde uydurma, yeniden yazılabilen, dönüştürülebilen bir hale geliyor. Anlatıcı, Hikmet Benol'un sanrıları veya kişilik bölünmeleri gibi bu hayatta hiçbir şeye (tarihe bile) güvenilemeyeceğinin sinyalini veriyor.
Hikmet Benol'un devamlı üşüyen kız Sevgi ile kurduğu bağın bozulması ile hayata tutunmaya çalışan kahramanın ayağının altından zemin kayıyor ve balkon korkuluğunda roman/Hikmet'in hayatı sona eriyor. Geriye yalnızlığın, varoluşsal bunalımın, zihinsel kargaşanın, oyunların, tiyatroların ortasında duran okur kalıyor.
Ey okuyucu!
Bu romana başlamadan önce zihnini tüm olasılıklara aç ve okurken düşünmeye hazır ol!


Mekan olarak Eyüp'te Heybe Cafe'yi seçtik. Etkinliğimiz için 2. katta kitaplık ve duvardaki notlardan oluşan küçük ve sevimli bir odayı bize ayırdılar. Porselen bardaklarımızda çayımızı yudumlarken rahat rahat edebiyat konuşabilmenin keyfi içindeydik.










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder